Emeklilerin tatil planları, maaş zamlarına refah payı, otobüs ve uçak yolculuklarında emekli indirimi, Öğrenci yurtlarından ücretsiz faydalanma, geçim şartlarında iyileştirme, emeklilere ayrıcalık gibi vaatler yılın üçüncü çeyreğine ramak kala tuzla buz oldu.
2024 Yılının emekliler yılı olarak duyurulmasından sonra emekliler adeta yalnızlığa terkedilerek maruz kaldıkları karşısında hüsran yaşamaya başladılar. Özellikle 2000 yılı öncesi emekliler ile sonrası emekliler arasındaki intibak yasasının bir türlü çıkartılamaması sorunlar yumağının başnoktası oldu.
Çağın en büyük enflasyon rakamlarının yaşandığı süreçte enflasyonun çok altında maaşlarına yapılan cüzi artışlar ya da seyyanen yapılan artışların emeklilere gerçek oranda yansıtılmaması, 25-30 yılını devletine prim ödeyerek emekli maaşımla rahat ederim düşüncesinin tozlu raflarda kalmasına sebep olurken, emeklilerimiz “yüzyılın paha biçilmez değerleri” olmayı hak ettiler doğrusu.
Açlık sınırının dibini gören emeklilerimizin 8-10 yıl öncesini mumla arar olmaları bir yana en düşük emekli maaşının o dönemlerde asgari ücretin neredeyse yüzde 75 üzerinde olması onlara verilen değerden ziyade bir hak edişin getirisiydi onlar için fakat verilmedi ya da verilmek istenmedi.
TUİK enflasyon rakamlarını açıklarken maddi durumu kat, kat iyi olan vatandaşların bile hayretle bu nasıl olur dedikleri rakamlar güncellikten uzak ve komik seyrinde izleyici bulurken ne yazık ki pazar enflasyonu, dar gelirli emekliyle çalışan kesimler arasında uçurumun daha da açılmasına sebep oldu.
Kamu kurumlarından aynı gün ve şartlarla emekli olan işçi, memur ya da kendi primini ödeyerek emekliliğe hak kazanmış vatandaş ile özel şirkette bel burkmuş dirsek çürütmüş emekliler arasında eşitlik ilkesinden söz etmek günümüzün ekonomik yapısında neredeyse imkânsız bir hale geldi.
Özellikle devletin ve devleti yönetenlerin savurganlığı bir yana gelir dağılımında gösterilen adaletsizlik, gelecekte boyu gittikçe açılan uçurumu nasıl kapatır nasıl bir hale getirir, toplumun sağlığını nasıl etkiler, ruh halini hangi seviyelere taşır gibi düşünceler gizemini korurken vay emeklinin haline diyebiliyoruz ancak.
EMEKLİNİN İNDİRİM YILI BİNDİRİM YILI OLDU.
2024 Yılı emekli yılı ilan edilirken beraberinde KYK yurtlarında ücretsiz tatil, turizm, konaklama ve ulaşımda emekliye özel indirim yerini bir bardak soğuk suya bırakırken, bankalar, kamu kurum ve kuruluşları, özel işletmeler bu yıl emeklilere gerekeni yapacağız açıklamalarında bulunmuşlardı.
Uçak biletlerinin cazip olduğu dönemler yerini kara taşımacılığına bırakırken, denetimsiz ve serbest piyasa güvencesiyle zamlarda sınır tanımayan firmalar emeklileri yanlarına bile yaklaştırmıyorlar. İnternet üzerinden uçak ya da otobüs bileti alacak emekli sistemde böyle bir indirimin olmadığını görünce hayalleri de suya düşmüş oldu.
YA RÜYA YA DA HAYAL
Kısaca 2024 yılına emekli yılı dediler olmadı, yapamadılar. Bir hayali anlatmaya çalıştılar bırakın emekliye teselli ikramiyesi vermeyi yanan ocağını bilen söndürdüler. Emekli ve dar gelirlinin pazar çantasının dibi çürük gıdayla asitlenip delinirken, saltanatı kendilerine itibar sayanlar dünyayı tozpembe görmekten geri kalmadılar.
Doğru söze ne hacet diyerek, Kusura bakma emeklim, sana verilen vaatleri ya hayal edersin ya da rüyanda görürsün gibi sözler insana zor gelse de, “Görünen köy kılavuz istemez” misali ezilmeye, iteklenmeye, ötelenmeye devam diyebiliyoruz ancak.
Haber/ Mehmet DUMAN