SEÇİMLERDEN SONRA ZAMLAR KAPIDA DENİLMİŞTİ.
Savurganlık, israf, hazinenin boş olması, yüksek enflasyon ve seçimler üst üste gelince çareyi tepeden tırnağa her şeye zam diyerek arayan hükümet kemerleri sıkın politikasını devreye sokmaya başladı.
Asgari ücretliyi ve çalışanı ezdirmemek adına uydurma enflasyon rakamlarının yanına seyyanen refah payı eklemeyi unutmayan AK Parti hükümeti kaşıkla verdiğini 15 Temmuz gecesi kepçeyle almaya başladı.
Asgari ücretin açıklanmasıyla prim ve vergilerden gelir bekleyen hatta bununla da kalmayıp motorin, benzin ve oto gazın özel tüketim vergileri ile ek motorlu taşıtlar vergisini yüzde yüz oranında artıran sözde uyum paketi milletin tepkisini almaya başladı.
KABAK EMEKLİYE PATLADI
Çalışanlar ile emekliler arasında Anayasanın eşitlik ilkesine uyulmayınca adeta altta kalanın canı çıkmaya başladı. Fazla değil bundan 3-5 yıl öncene kadar asgari ücretin emekli maaşının altında seyrettiği ve yılda bir defa tefe-tüfe oranları baz alınarak işçi ve işveren temsilcileri ile hükümet yetkililerin katıldığı görüşmeler sonucu belirlenen asgari ücret zamanla emekli maaşlarıyla arasında uçurum oluşmaya başladı.
Devletine ve milletine 25-30 yıl hizmet ederek ve prim ödeyerek geleceğini garanti altına almaya çalışan emekli olmuş yaklaşık dokuz milyon kişi 7500 lira gibi en düşük emekli maaşına mahkûm edilince, bugün işe başlayan günü ve çalışması önemli olmayan asgari ücretlinin aldığı maaş karşısında iyiden iyi ezilmeye başladı.
Kök ücrete uygulanan % 25 lik zam oranı milyonlarca emekliyi yılına ve prim gününe bakmaksızın en düşük maaşı almaya itince yukarda sayısını verdiğimiz yaklaşık 9 milyon emeklinin maaşında herhangi bir artış yaşanmamış oldu.
Özellikle milliyetçi hareket partisinin konuya duyarlı davranıp konuyu kamuoyu ile paylaşıp talepleri olduğu açıklaması bile sınıfta kalınca emeklinin rahat yaşama hakkı da elinden alınmış oldu.
Yaklaşan yerel seçimler dikkate alındığında emeklinin oy oranının küçümsenmeyecek boyutta olması sandıklara nasıl yansır bilemiyoruz ama emeklinin gözünün ve kulağının Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında çıkacak bir müjdeye odaklanmış olması içinde bulunulan ekonomik şartların açık ara bir tablosu olmuş durumunda.
VERGİ VE ZAMLARLA DÜZLÜĞE ÇIKILMAZ
Milyonlarca esnafı küçük çaplı işletmeler diyerek vergi den muaf sınıfına sokan hükümet eğer bu yanlışından dönerse ek vergilere ve zamlara gerek kalmaz diyoruz. Basit usul esnaf diyerek sanayi sitesi esnaflarını, dolmuşçuları, el emeği ile çalışanları beyanname vermekten bile muaf hale getiren düzenleme yapılmamış olsaydı en küçük esnaf bile yılda 2-3 bin lira vergiyi rahat ödeyerek devletin hazinesine büyük katkıda bulunabilirlerdi.
Sanayi sitelerinde araç tamiri için giden vatandaş boş esnaf bulmakta zorlanırken, kuyumcu, doktor ve avukat gibi serbest meslek işiyle uğraşanların fatura düzenleme sıkıntıları ve mecburiyetleri ve kontrolleri olmadığı için vergi kaybında başrol oynamalarına rağmen, şehir içi minibüsçülerin hat ücretlerinin milyonlarla dillendirildiği bir ortamda vergi ödeme konusunda bile uçurumların oluşmasına sebep olmuştur. Sayıları milyonları bulan basit usul mükelleflerin en azından yılda bir defa da olsa ödedikleri yıllık beyannamelerine ait damga vergileri çıkartılan ek motorlu taşıtlar vergisinde kat be kat fazla olurdu.
TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN DÖNMEZ
Başımız her dara düştüğünde kapılarına dayandığımız Arabistan, Birleşik Arap emirlikleri ve Katar gibi ülkeler Türkiye de yatırım yapmaları konusunda neler düşünürler bilinmez ama bu sürecin ters tepmesi durumunda bizim neler yaşayabileceğimizi düşünmek bile batmamız anlamına gelir.
Kısaca taşıma suyla değirmen dönmez diyoruz. Ayrıca bu ülkelerin gözlerinin BOTAŞ VE THY da olduğu düşünüldüğünde elden neyimiz kaldı iyi düşünmek gerekir.
TASARRUF VE ISRAF DERKEN ÖNCE DEVLETİ YÖNETENLERİN BUNU UYGULAMASI GEREKİR.
Gelir dağılımında büyük farkların oluştuğu, bir kesimin sıfırdan kalkıp yandaşlık sınıfına girerek emek vermeden ayırım yapılıp sınıf atladığı günümüzde yükselenler ile yıkılanlar diye iki kesim oluşmaya başladı. Üniversiteli İşsizlik, vasıflı göç, adamı olana içeri adamı olmayana kapı dışarı denilen düzende olmayana tasarruf denilmesi, olmayandan boynuna binilmesi hangi kul hakkına sığar bilinmez ama bilinen tek gerçeğin tasarruf diyenlerin önce bunu uygulamasıdır. Kamu kurumlarındaki araç saltanatı, ikramlar, tanıtım giderleri gibi akıl almaz giderlerin önlenmesi çok zor olmasa gerek diyoruz sadece.
Madem aynı geminin yolcularıyız kaptanlar sarayda yoklukla boğuşanlar güvertenin en dibinde ilk sırada boğulacaklar arasında olmasın istiyoruz.
ÜRETİMİN YÜKSELİP AŞIRI TALEBİN DÜŞMESİ GEREKİR
Özellikle faiz yükseltilmesine bize aykırı diyerek karşı çıktığımız için kapıları açmakta ve vatandaşlık vermekte sıkıntı yaşamayan yabancıların yurdumuzda edindikleri mülklere seyirci kalmakla yetinen kendi halkımız geçim şartları iyiden iyiye zorlaşınca konut ve araç edinme hayallerini de başka baharlara diyerek bitirmiş oldular.
Yükselen enflasyonun önüne geçmek ve talebi düşürmek için uygulanan faizi yüksek tutmak prensibi millet geçim derdine düştükten sonra uygulamaya konulunca iş işten geçmiş oldu.
Kısaca bu bataklıktan kurtulmamız ve ülke olarak rahatlığa kavuşmamız için kanun koyucuların ve tedbir alıcıların önce bayrağı ellerinde tutmaları gerekir diyoruz.
Uygulayıcıların uygulayan olması durumunda bu millet bu darboğazdan el birliği ile çıkacaktır İnşallah diyoruz.
HABER: MEHMET DUMAN