Sevgi güneşiydi sanki gözlerin,
Her halini özledim anne.
Gittin gideli boş kaldı yerin,
Gonca güllerini özledim anne.
Melisa DEUCHMANN
Sen benim hayat ışığım ve hayata tutunma sebebimsin…
Taşıdıkları yük değil AŞKLARI, bir ömür boyu sürecek.
Uykusuz gecelerinin mükâfatlarıdır büyümelerini görmek,
Önce ellerinin üzerinde doğrulma çabalarını, sonra yana doğru devrilmelerini…
Hele önce geri sonra ileri doğru hareketlenmeleri…
İzmir’in İmbat’ı gibi serinletir yüreğini.
Körfezin kıpırdanışıdır gözlerindeki renk geçişleri…
Hep sevgi yüklüdür, onu tarife kelimler kifayetsiz kalır.
Tereddütsüz karşılamaya hazırdır evladına gelecek her türlü olumsuzluğu…
Müşfik ve sevecendir, elleri tüy hafifliğinde yumuşacıktır okşarken başımızı…
Bazen de on kaplan gücündedir çocukları söz konusu olduğunda…
Elif Hoca’nın dediği gibi; ne çok şeye anlam katar,
Annenin varlığı;
Gün aymadan yorgun da olsa,
En tatlı uykusunu bölerek,
Sabahları evin aydınlığı,
Güneşi olur…
Sonra ilk sesler, ilk kokular,
Onunla gelir.
Mutfakta çatal, bıçak,
Tabak sesi.
Dışarıda kuş sesleriyle,
Günü ilk uyandırandır.
Sıcacık ekmek kokusu,
Demlenmiş çayın buharında yayılan,
Buram buram.
Huzur ve güven önce yüreğinden,
Sonra onun elinden akarak,
Evi doldurur.
Radyodan yükselen türküleri,
Sanki o söyler.
Suyun sesinde bile,
Apayrı bir armoni akar, onun eli değmişse…
Sofraya konulan birkaç lokmalık,
Katığa bile,
Apayrı bir zenginlik,
Lezzet konar sanki,
Çünkü gönlünden kopan,
Ne varsa doldurmuştur sofraya.
Çayın şekerindeki tat da bile,
Önceden sevgiden dem dolar damağına,
Ana bu sadece,
Can vermez insana.
Yaşama tutunmayı,
Ayakta kalmayı,
Öğrenmeyi,
Sevmeyi, paylaşmayı,
Hatta ağlamayı bile…
İlk okulun gibi önce,
İlk kucağın,
İlk omuzun,
İLK AŞK’ındır.
Anne.
Anneler, gökyüzündeki yıldızların ışığını gönüllerine taşıyarak karanlıklarımızı aydınlatırlar.
Taş yastıklarımızı kucaklarında, kuş tüyü yastığa dönüştürürler…
Sokağı dönünceye kadar bizi takip eden gözlerini, sokak başında göründüğümüzde bekler buluruz.
Başı açık, bağlı, türbanlı, tülbentli ya da yemenilidir ama hepsi sevgi yüklüdür.
Diğer canlılardan farkları sevgi ve korumacılıkları. Tüm yaşamları boyunca süren…
Sevgiyi doyasıya yaşar ya da hasret kapar gözlerini yüreğinde tonlarca yükle…
Askere giderken kına yaktıklarını al bayrağa sarılı karşıladıklarında; gönüllerinin namütenahi çiçekleriyle süslü tahtına oturtur ve hiç karanlıkta kalmasınlar diye mum yakarlar gönül şamdanlarında…
Mumun ışığı gözlerinin nurudur ve onlar sönünceye kadar mum ışık yaymaya devam eder.
Okul mezuniyetinde öğretmen, mühendis, doktor, avukat, subay, işletmeci ve benzeri olmuşlardır.
Tıpkı ilk kayıt günündeki heyecan ve gururu tekrar yaşayarak…
Damatlarını oğlu, gelinlerini kızlarının yerine koyarak severler.
Gerçekleştiremediğim hayâlimle sonlandırmak istiyorum yazımı;
Senin için yazılan şiirler çok uzun okuyamadım…
Zamanım da yüreğim de yetmedi.
Sen yaşlandığında ve bana ihtiyacın olduğunda yanında olmak, saçlarını okşayabilmek ve bana öğrettiğin gülümsemeyi seninle paylaşabilmek için feleğin bin bir türlü oyununa katlandığımı bilmeni istiyorum anne (sağ olsaydın…)
Bugün 53 yıl önce kapanan ANNE KAPIMI, kırk yıl korumacılığını eksiltmeden bana ve evlatlarına kol kanat geren Suzan Anne nezdinde tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.
ELİ ÖPÜLESİ ANNELERE…