VAHİT DABAK

SEÇİMİN AYAK İZLERİ

Harput Gazetemizin kıymetli okuyucuları değerli hemşerilerim…
İki hafta evvelki yazımda ilginç bir noktaya temas etmiş mantar gibi biten aday adaylığı süreci sancılı geçecek bir kısım aday adayını hiç muhatap bile almadan dışarda bırakarak söylüyorum bunu gerçekten bu ülkeye ve memlekete hizmet sorunları çözmek amaçlı yola çıkanlar aday yapılmayacak, yapılanların önüne’de dikenli teller serilecek diye, Ardından adayların netleşmesi sonunda çirkefleşen siyasi arenada aday edilemeyenlerin teşkilat yönetimine sahada kalanların ise iftiralar ve bel altı vuruşlarda başladı.
Son yıllarda bu ülkede moda olan kendine has çirkefleri karşısındakine atfederek saldırmalar11 Nisan günü tesadüfen haber saatinde dolaştığım kanallardan birinin haberi ilgi çekici idi. Bu kanal yıllarca Ankaralının hakkını hukukunu fetö’ye yediren bir şahsın kendi ve oğlunun istikbal siyasetini yapmak için kullandığı kanaldı.
12 Eylül 1980 darbesini hatırlayanlar ve yaşayanlar o günleri iyi bilirler, atılan iftiralar ve istinat edilen suçlar yüzünden içerdekinin ayrı firardakinin ayrı eziyetler çektiği bir dönemdi, Analar babalar ve evlatlar o dönem sahipsizliğin maddi yoklukların içinde ömür törpüsü bir hayat yaşadılar.
Hayatı kararmış ülkücüler, tek sığınağı kimsesizlerin kimsesi yüce Rabbine sığındı. Bunu fırsatta birileri o günün şartlarında cezaevlerine balya balya, koli koli Nur cemaatinin kitapları, Işıkçıların, Hüseyin Hilmi Işık’ın kitapları taşıyıp zehirlenmeye çalışıldı.
O günün 9 idamla şahadete ulaşmış kahramanının arkasında o kadar isimsiz yiğit insan var ki çoğunluğu Hayata kahredip kanserle mücadele etmiş yenilmiş, çeşitli organlarını kaybetmiş, yediği işkencelerle akli melekelerini yitirmiş bir kenarda sessiz sedasız ebedi hayata intikal etmiştir. Çak az sayıda ülkücü hayata tutunmuş. Bazıları kabuğuna çekilerek yüreğindeki ateşi evlatlarına devrederken, bir kısmı da davasına hizmete tecrübeleri ve tek kazanımı olan lider yapısı ile devam etmiştir, bu süreçte yarım kalan hayatlarına ve eğitimlerine çok zor şartlarda devam etmiş ve hayata tutunmuşlardır.
21 Ocak 2023 tarihinde Elazığ’da bir otelin lokantasında yapılan kahvaltı sonrasında Av İrfan Sönmez’in yayımlanan Oslodan Habur’a Terör baronlarının savaşı(Kayıp Barış)kitabının tanıtımı vardı, bende oradaydım, konukların tamamı ben ve bir arkadaşım haricinde Elazığ’ın basın mensupları idi, Ülkede seçim kararı alınmamış ve aday ortamı yokken yapılan bu programdan görüntülerle ve kendi yorumları ile olayı fetö ile ilişkilendirerek yayımlaması ile adice bir karakter sergilemekteydi kaldıki tv haberine muhatap Sayın Avukat İrfan Sönmez’i 40 yıldır tanırım.12 Eylül 1980 sonrasında Konya, İzmir, Elazığ, Diyarbakır’da 1981-1992 yılları arasında dile kolay olan on iki yıllık Taş medrese hayatı vardır.
Bilinmesi gereken şudurki 16 Mayısta hem bu ülkede, hemde bu şehirde herkes yine yüz yüze bakacak, tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum: “Siyaset insan kazanma sanatıdır.’’ Birbirini yiyen, hakaret eden, çamur atan, bel altı vuran insanların yarın birbirine bakacak yüzü olmaz, zaten buda siyaset olmaz.
Kitle partilerinde her ne kadar belirgin görünmese de fikir partilerinde kendi İstikbalini Ülkenin ve şehrimizin İstiklalinden önde tutanlar, hem milletin hem tarihin sayfalarında ilginç isimlerle adlandırılacaktır.Çünkü bu seçim pardonla telafisi olmayacak bir seçimdir.
Eminim’ki tarihin her sayfasında birçok badirelerle sarsılmış zaman zaman kuşatılmış yok etmeye mahküm edilmiş olan bu millet her defasında Bilge Kağan’ın emrine uymuş ‘’Ey Türk üstte gök çökmedikçe, Altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir, Titre ve kendine gel’’ talimatı ile yeniden dirilmiş dal budak olmuş dünyaya kahramanlık destanı yazdırmıştır. En son Mustafa Kemal Atatürk’le bu basiretini hayata geçiren asil Türk milleti bu sıkıntıları’da atlatacaktır.
Selam ve Saygılarımla.

SEÇİMİN AYAK İZLERİ

Giriş Yap

Yeni Nesil Medya Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin