MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK 

Yine çok bilinen bir “KISSA” ile merhaba diyorum siz değerli okurlarıma…

Bu seferki kıssa hepimizin her gün yaşadığı hadiselerden bir demet sanki. Ama bizi tokatlayan kişiler değil sistem.

Zengin bir adam pazar yerinde bir hasmına rastlıyor. İçten içe kin tuttuğu hasmına sataşacak ama gözüne kestiremiyor. Hasmı oldukça iri yarı uzun boylu bir adam kendisi ise sıska ve zayıf biri….

“Ben bu adama ne yapayım ne edeyim” diye düşünürken bir gün kendisinden iş isteyen gariban bir adamı görür.

“Ha buldum” der ve adamı yanına çağırır.

Bak arkadaş der adama…

“Para kazanmak ister misin?” diye sorar.

Gariban adam para lafını duyunca gözleri fal taşı gibi açılır “Emret ağam” der “Ne istersen yaparım” cevabını verir.

Zengin adam oradan geçmekte olan düşmanını göstererek:

“Şu giden adamı görüyor musun? Git o adama bir tokat at, sana şu kadar para vereceğim” der.

Adam:

“Tamam, giderim” der ve gidenin arkasından yaklaşarak var gücüyle ensesine bir tokat patlatıverir.

Tokadı yiyen can havliyle arkasına bakar ve adamı yakalar:

“Sen de kimsin be adam ne diye bana vuruyorsun?” Der.

Tokadı atan kişi yarı korku yarı heyecan içerisinde;

“Abi çok özür dilerim seni bir arkadaşıma benzettim” der

Tokadı yiyen adam la havle çeker ve yoluna devam edip gider.

Tokadı atan adam kendisini gönderen adama gider adamın vaat ettiği parayı alır.

Parayı veren kişi bu oluşumlardan gayet hoşnuttur. Birkaç kuruş vererek hasmını tokatlattırmanın adeta mutluluğunu yaşar.

Gariban adama gülerek yaklaşır ve…

“Git o adama bir tokat daha vur sana verdiğimi paranın iki katını vereceğim. Vur tokadı gel paranı al” Der.

Fakir adam bir adamın elindeki bir tomar paraya birde ilerisinde giden iri yarı uzun boylu adama bakar. Vaat edilen para iştahını kabartır ve teklifi kabul eder.

Koşar adamın arkasından ve adamın ensesine öyle bir tokat indirir ki iri yarı adam sendelemekten kurtulamaz.

Tokadı yiyen adamın gözlerinden şimşekler çakar ve adamına yakasına yapışır.

“Ulan bela mısın sen nesin bu kaçıncı vuruşun bu sefer beni kime benzettin. Dur bende seni bir güzel benzeteyim” deyince adam;

“Abi vallahi arkadaşıma çok benziyorsun. Seni yine o sandım özür dilerim” der ve bu seferde adamın elinden kurtulur.

Parasını alır tam gitmek üzere iken zengin adam kolundan yakalar.

“Bak arkadaş son bir kere o adama bir tokat daha at sana verdiğim paralar kadar yine para vereceğim. At tokadı al paranı” der.

Fakirliğin gözü kör olsun.

Yoksul adam bu kabağın kendi başında paralanacağını bildiği halde teklifi kabul eder gidip bir tokat daha nakşeder adamın ensesine…

Tokadı yiyen iri yarı adam:

“Gel ulan buraya bu sefer seni elimden kimse kurtaramaz. Vereceksin bu tokatların hesabını söyle bakalım senin derdin ne? Niçin gidip gelip bana tokat atıyorsun? Deyince adam;

“Abi ne yapayım yoksulluğun gözü kör olsun sende bu ense,

Şu adamda da b…gibi para,

Bende de bu yoksulluk oldukça sen daha çoook tokat yersin. ”

Şimdi birileri de bizleri tokatlıyor.

Çarşıda tokatlıyor, pazarda tokatlıyor.

Yediğimiz ekmekte, içtiğimiz suda, ısındığımız doğal gazda yaktığımız elektrikte bir sağ tarafımıza vuruyor bir sol tarafımıza…

Sağa dönüyoruz tokat, sola dönüyoruz tokat yiyoruz. Bari yediğimiz tokadın karşılığını alabilsek oda yok.

“Gelen vurdu giden vurdu” şarkısını Safiye Soyman’dan daha çok söyler hale geldik.

Allah sonumuzu hayreylesin.

SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK 

Giriş Yap

Yeni Nesil Medya Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin