Her ramazan öncesi bir ramazan boyu çoluk çocuğumu mağdur etmemek için ramazana münhasır bir ön hazırlık yapar ve gücüm yettiğince ihtiyaçlarımı temine çalışırım.
Çarşı pazara çıkar fiyatlara bakarım.
İnsanların ramazana maddi ve manevi yönden hazırlıklı olup olmadıklarına bakarım.
Ve gördüklerimden emin olun rahatsızlık duyarım.
Sanki ramazan değil de bir savaş geliyor o savaşın getirebileceği kıtlıklar ve yokluklar geliyor.
Neden acaba?
Ramazanda hissedeceğimiz açlık ramazan öncesi gözlerimizi mi etkiliyor?
Gözlerimiz neden doymuyor veya “Vay Nefsim” duyguları galebe mi geliyor onu merak ederim.
*
Yazı hayatımda hiçbir zaman dini konulara girmedim.
Çünkü dini konulara girmek bizim boyumuzu aşar. O din adamlarının görevidir.
İnsanları aydınlatmak, insanları hiç değilse bu mübarek ramazan ayında dürüst olmalarını sağlamak, onları günahlardan uzak tutmaya çalışmak din adamlarımızın işidir.
Ama…
“Laiklik anayasadan” çıkartılsın” diyen, “Dokuz yaşındaki kız çocuğuna evlenebilir” fetvası veren din adamlarının değil gerçek manada din adamlarının.
*
Ben bir din adamı olsaydım her kürsüye çıktığımda o zamanın şartlarına göre yaşamış sahabenin yaşayış tarzından ziyade bu günün insanlarına vatan ve insan sevgisini aşılamaya çalışırdım.
Vatansız, bayraksız, hürriyetsiz yaşanılamayacağını anlatırdım.
Onlara…
Hırsızlık yapmayın,
Yalan söylemeyin,
Kul hakkı yemeğin,
İnsanların canına, malına ırzına, namusuna kast etmeyin.
Birbirinizi kandırmayın, aldatmayın, kul hakkına, komşuluk hakkına riayet edin derdim.
Çünkü bunları yapıp da oruç tutan insanların oruçlarının kabule şayan olmayacağını anlatırdım.
ÇÜNKÜ…
Yüce dinimizde bunların yeri yoktur.
Müslüman yalan söylemez,
Müslüman kul hakkı, yetim, öksüz hakkı yemez,
Müslüman Hırsızlık etmez,
Müslüman vatanına milletine ihanet etmez.
Müslüman Müslümanı kandırmaz,
Bunları yaparsa zaten Müslüman olamaz.
O çok iyi bir sahtekâr olur.
Allah bizi bu ramazan boyu önce şeytanın şerrinden, sonra da bunlardan şerrinden korusun…
RAMAZAN
Ramazan ayı müminlerin ayı olduğu kadar fırsatçıların, karaborsacıların ve dahi sahte Müslümanların da ayıdır.
Şimdi bana “Sahte Müslüman’da kim?” diye bir soru soracaksınız.
Anlatayım…
O sahte Müslümanlar dört gözle bu ayı beklerler.
Allah’ın adını kullanarak insanları kandırırlar,
Bire aldığını beşe, ona satarken zarar ettiklerini söyleyenler.
Hileli mal üretir insanlarımızı kandırırlar.
Çarşı pazarı hâkimiyetleri altına alır, edebi ile ticaret yapanları engellemeye çalışırlar.
Yani ticari ahlakımızda bir zafiyet oluştururlar.
Allah ıslah etsin diyeceğim ama her ramazan aynı terane. Islah olan yok.
*///*
