MÜH.ORHAN ALPEREN YILDIZ

DÖNÜŞEN TÜRKİYE, PARLAYAN İHRACAT

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulu belirlendir. Görev alan herkese başarılı bir siyasi dönem diliyorum. Türkiye Yüzyılı vizyonu için ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.Bu süreçte en çok eleştri konusu olan Ekonomi yönünde değerlendirmeler yapmak istiyorum.Kabinenin belirlenmesi ve kulisleriyle piyasadaki güven temellerinin atıldığı Bors İstanbulda geçtiğimiz hafta %8 artış ile gözlemlendi. Dolar kurunu hakkında uygulanacak politikalar ise merak konusu.

Döviz kurlarındaki hareketlilik, hemen hemen tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizin ekonomisini de derinden etkiliyor. Ancak, bu durum bizleri yıldırmıyor, aksine daha güçlü ve daha dirençli bir ekonomiye doğru sürüklüyor. Türkiye’nin döviz kurunun yükselmesinin ihracatı arttırdığı konusu, hemen hemen herkesin aklını kurcalayan bir durum. Her şeyden önce, ihracatın artması demek, ülkemizin üretim potansiyelinin artması demektir. Bu, hem ekonomi hem de teknoloji alanında büyük bir ilerlemeyi işaret ediyor. Yüksek döviz kuru, ihracatın artmasına yardımcı olurken, aynı zamanda yerel üreticileri de teşvik ediyor. Bu durum, iş gücümüzün ve potansiyelimizin, ne kadar zor koşullar altında olursa olsun, her zaman kendini göstereceğini kanıtlıyor.

Avrupa, Kuzey Ülkeleri ve Orta Doğu ile ticaret hacmimizin büyüdüğünü görmek beni heyecanlandırıyor. Bu, ülkemizin sadece coğrafi konumuyla değil, aynı zamanda ekonomik potansiyeliyle de dünya ticaret sahnesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Türkiye’nin payının büyümesi, diğer ülkelerin bize olan güveninin ve ekonomik potansiyelimizin bir göstergesi.

Önümüzdeki yıllarda, üretim odaklı hamlelerimizin gelecek vaat ettiğini görüyorum. Bu, hem teknoloji hem de sanayi sektöründe büyük bir atılım anlamına geliyor. Elektrik ve elektronik mühendisi olarak, bu gelişmelerin heyecanını içimde hissediyorum ve bunların sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın teknoloji sahnesinde büyük bir fark yaratacağını düşünüyorum.

2020-2030 yılları arasında, ülkemizin Ortadoğu’nun çini olma yolunda politikalar izlediğini gözlemliyorum. Bu, hem ekonomik hem de siyasi bir ilerleme anlamına geliyor. Ortadoğu’nun çini olma yolunda adımlarımız, Türkiye’nin hem bölgesel hem de uluslararasısahnede daha aktif ve etkili bir rol oynamasını sağlayacak. Bu durum, sadece ekonomik alanda değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel alanda da ülkemizin prestijini artıracak.

Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin ekonomik, teknolojik ve politik açıdan büyük bir dönüşüm içinde olduğunu gösteriyor. Döviz kurlarındaki yükseliş, ihracatın artmasını ve böylece ekonomimizin güçlenmesini sağlarken, diğer yandan da ülkemizin Ortadoğu’daki konumunu güçlendiriyor. Bu, Türkiye’nin sadece kendine değil, tüm dünyaya da bir mesajı var: Biz buradayız, potansiyelimiz yüksek ve gelecek vaad ediyoruz.

Önümüzdeki yıllarda, ülkemizin bu dönüşümünü daha da ileri taşıyacak politikalar izleyeceğine ve Ortadoğu’nun çini olma yolunda daha büyük adımlar atacağına inanıyorum. Bu yolda, hem birey olarak hem de bir toplum olarak, üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz ve ülkemizin başarısı için çalışacağız.

Son olarak, bu dönüşüm sürecinde en önemli unsurun hepimizin katkısı olduğunu unutmayalım. Türkiye’nin her bir ferdinin, bu sürecin bir parçası olması ve kendi alanında çaba göstermesi gerekiyor. Birlikte hareket ettiğimizde, sadece ekonomimiz değil, tüm toplumumuz da daha güçlü hale gelecektir. Hep birlikte Türkiye’nin parlak geleceğini inşa edebiliriz.

İyi haftalar dilerim.

Elektrik-Elektronik Mühendisi-Genç Girişimci

orhanalperenyildiz@hotmail.com

DÖNÜŞEN TÜRKİYE, PARLAYAN İHRACAT

Giriş Yap

Yeni Nesil Medya Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin