Vatan derken bakın aklımıza biz Türkler olarak neler geliyor. Parayla pulla değeri ölçülemeyen, canla, kanla pahası biçilemeyen, can vermeye koşarak gidilen, anamızdır, ocağımızdır.
Şehidimin emanet olan canını teslim ederken söylediği ”vatan sağ olsun” sözleri vatanın ne kadar kutsal olduğunu anlatmıyor mu bizlere.
Toprak, ana, namus, bayrak, eş kısaca ne koyarsanız koyun adını, vatan büyük Türk ulusunun vazgeçilmezi, atadan miras alıp kendisinden sonraki nesillerine miras bırakacağı en kıymetli değeridir.
Vatan’ın ölçüsü parayla pulla olmaz, vatan parayla pulla satılmaz. Biz vatana toprak demişiz, kanımızın son damlasına kadar bekçisiyiz bilmişiz.
Bakın İsrail denen kansızların çoluğa, çocuğa yaptıklarına, nereden kimin için gelip çöktükleri topraklara. Kadın, yaşlı, hasta demeden gözlerini kan bürümüşçesine vuruyorlar, kırıyorlar, yıkıyorlar biz sadece seyrediyoruz. Araplar dans festivalleri düzenlerken, bir başkası kapısına kadar gelip yalvaran mazlumlara kapısını açmıyor. Bu nasıl Müslümanlık, bu nasıl bir vicdan, bu nasıl bir düşünce anlamak mümkün değil.
Bir karış toprağın bedeli parayla ölçülemez orada şehitlerimizin kanları var demiştik. Bakın çevremize Orta doğuya, doğuya, kuzeye, güneye, batıya var mı bir tane bize dost, bize sırdaş bize arkadaş. Ellerinden gelse bir karış suda boğmaya hazırlar bizi, kanımızı içseler doymayacak kadar düşmanlar bize.
İlkokul yıllarında bize öğretmenlerimizin söylediği sözler aklıma geliyor. “ Dönemin süper güçlü devletlerinin amacı bizim üzerimizden sıcak bölgelere inmek” demişlerdi. Sıcak bölge ne anlama geliyor pek anlamamıştık o zamanlar ama daha sonradan anladık ki petrol bölgeleri sıcak bölgelermiş. Amaçları petrol bölgelerini ele geçirmek, devletler kurmak, yönetmek, mazluma zulmetmekmiş.
Şimdi İsrail in oralarda yaptığı insanlık dışı bu zulmü daha iyi anlıyoruz. Amerika’nın o bölgelere inmek için kurduğu bu devletin amacı meğer yıllar önce bize fısıldananların ta kendisiymiş.
Peki, biz ne yapıyoruz diyerek aklımıza takılacak bir sual için, Atatürk’ün bir sözü aklıma geliyor, “Yurtta sulh cihanda sulh”. Anlayacağınız ateşin bize sıçraması için bu vicdansızlar hem terör hem de bu tür karışıklıklarla ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Türkiye büyük devlet, Türkiye güçlü devlet elbette üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir, sağduyuyla hareket edecektir. Yangına benzinle gidilmez, Allah muhafaza orada birkaç ülkenin olaya iştirak etmesiyle 4. Dünya savaşının başlaması kaçınılmaz olur ki, biz kendimize döner ancak Türk’ün Türk’ten başka dostu yokmuş diye hayıflanmayla kalırız.
Tüm bunların bilinciyle bize ve üzerimize düşen, tüm Dünyanın olaya insan gözüyle bakması, insanlık gözüyle değerlendirip, bu zulmün son bulması için gerekeni yapmasıdır. Hep birlikte, savaşlar olmasın, çocuklar, kadınlar, mazlumlar, çaresizler ölmesin demektir.
Toprak bayrak, toprak kan, toprak anamız, toprak ocağımızdır demiştik. O halde şapkamızı önümüze koyup düşünme zamanımız gelip geçiyor dememek için bir karış toprağın karşılığı para ve vatandaşlık hediyesi olmamalıdır diyoruz.
Esen kalın.