Geçtiğimiz hafta sonunun programını hafta içerisinde yaptığım için kızımla beraber soluğu Ahmet Aytar Kapalı spor salonunda oynanan şehrimizin sultanlarının mücadele edeceği maçta almıştım. Rakibimiz Ankara’nın köklü ve altyapısı sağlam kulüplerinde Ankara Ted kolejliler takımıydı.
Hafta içerisinde Bordo spor kulübünün davetlisi olarak katıldığım basınla tanışma ve dayanışma toplantısında kulübü yakından tanıma imkânı elde etmiş olmamız nedeniyle gerek haber gerek köşe yazımızda gerekse basının diğer medya kuruluşlarında çalışan arkadaşlarımızla voleybol severleri şehrimizin sultanlarının maçlarına davet etmiş kulübümüz için destek çağrısında bulunmuştuk.
Tabii yapılan haberler ve yazılar voleybol federasyonu birinci liginde şehrimizi başarıyla temsil eden Bordonun sultanları için olunca kapalı spor salonunda ki seyirci sayısının da söylenenin yaklaşık iki katı seviyesine çıkmış olduğunu gördük. Tribünde destek vardı, protokol tribününde ise gözlerimiz ilimizin bürokratlarını aradı göremedi. Hafta içerisindeki köşe yazımın başlığına kızlarımız için, Bordo sizde beyaz bizden olsun demiştim. Nitekim Beyazı türbindeki taraftarların haykırdığını duyunca sultanlarımıza düşen görevin filede yerine getirilmesini bekledik.
Özellikle maçın ilk ve son setlerinde rakibiyle kıyasıya bir mücadele içerisine giren temsilcimiz bu setleri 25-27 ve 24-26 gibi sonuçlarla kaybedince rakibine 3-0 mağlup olmaktan kurtulamadı.
Futbolun haricinde genelde diğer spor branşlarının iki ihtimalli olduğunu düşündüğümüzde Bordonun Sultanlarının bir sonraki hafta bu mağlubiyeti telafi edebilecek gücünün olduğunu görmemiz bizi umutlandırdı.
Tabii bunu yazarken eksiklikler yok muydu, takım sahada nasıl mücadele etti, görünen köy klavuz istemez anlayışıyla maça baktığımızda ise bu eksiklikleri yazmadan geçmek olmaz dı diyorum.
Öncelikle Ercan hocama birkaç sözüm var. Bakın hocam takım disiplininde hocanın bir gözü tribünde olmaz, hoca kalbiyle, kalp gözüyle, yapıcılığıyla, yatıştırıcılığıyla sahanın içerisinde olur saha içerisinde verilen mücadeleye ortak olur. Özellikle Fatemeh’in üzerinde yoğunlaştırdığın küstürmeye yönelik bakışların sporcuyu oyundan koparır verim alamazsın. Senin orada yapman gereken sporcuyu kazanmak adına alkışlaman gerekirken, bağırıp çağırarak ya da doğru görmediğin bir yerde suçu maçın hakemlerine yüklemek olmamalı, bu gibi fevri hareketlerin zararı bir kişiye olmaz bütün takım bunun etkisinde kalır.
Diğer bir eksikliğin de takım sayısında olduğunu gördüm. Saha kenarında sadece 4 yedek voleybolcu muzun bulunmasındaki sıkıntının ne olduğunu bilemiyorum fakat bunun ne demek olduğunu söyleyebilirim. Sayı olarak alternatifli bir takım değiliz.
Maçın salon içerisindeki görüntülerine tribün gözüyle baktıktan sonra maçı 3-0 kaybetmemize rağmen verilen mücadele gelecek adına beni umutlandırdı diyebilirim. O halde haydi Aziz şehrin sultanları başarılar sizinle olsun diyorum.