Yazımızın başlığına bakıp ta hata aramayalım, galibiyet serisini 29 maça çıkartan güzide takımımızda Hedef kesinlikle bu ligde kalmamak. Düşenin dostu yok misali hatalarımızdan ders alıp daha üst liglerin takımı olduğumuzu kabullenip yeni başarılara yelken açmak.
Geride bıraktığımız üç maç üzerinden değerlendirme yapacak olursak inanın bu ligin kesinlikle bizim ayarımızda bir lig olmadığını, hatta oynadığımız takımların bir alt lig ya da bal ligi takımları ayarında olduğunu söyleyebiliriz.
Ligdeki sıralamaya baktığımızda puan olarak ilk beş takımdan ilk sırada bulunan Menemen takımının dokuz puanla ilk sırada olduğunu sonraki takımların ise mağlubiyet almadan yedi puanla sıralandıklarını görürken ligin de bu takımlar arasında ki maçlarla şekillenebileceğini söyleyebiliriz.
Hafta sonu deplasmanında aynı puana sahip olduğumuz Van spora konuk olurken bir sonraki hafta ise yine bir deplasman maçında Giresun spora yolculuğuna çıkacak Elazığ spor bu iki maçtan alabileceği puanlarla belki de ligin zirvesine oturmuş olarak yoluna devam edecektir.
Geride bıraktığımız hafta evinde Nazilli AŞ. Takımını misafir eden Elazığ spor Atatürk stadının büyüsü ile maça başlarken, narin kızımızı kalbimize kazıdığımız, “Madem kıyacaktınız adını neden Narin koydunuz” pankartı bir kez daha yüreklerimizi dağladı.
Taraftar desteğini arkasına alan ve kaliteli ayaklarıyla maçın mutlak favorisi olarak sahada yerini alan Elazığ spor’da, ilk iki maçın kadrosuna ve sahadaki dizilişine baktığımızda kırmızı kart cezalısı Ali Keten’in yerine Bülent hoca Alpay Koldaş’ı defansa blokunda sahaya sürmüştü.
Rakibimiz Nazilli takımı ise ilk iki hafta sonunda iki mağlubiyet ve yediği dört golle ligin son sıradaki takımı olarak sahaya çıkarken ilk golünü de Elazığ’da atmış oldu. Yaklaşık yedi futbolcusu 2000 ve sonraki yıllar doğumlusu olarak dikkat çeken rakibimiz alt yapıya verdiği önemle ligde mücadelesine devam ederken saha içerisinde izlediğimiz Nazilli takımının kesinlikle bu ligin takımı olmadığını söyleyebilirim.
Elazığ’a tekrar döndüğümüzde saha dizilişinde herhangi bir değişikliğin olmadığını gözlemlerken, ilk iki hafta da yazılarımızda açıkça belirttiğimiz kanatları yeterince kullanamıyoruz ikazımızı duyururcasına Beykan – Hasan Ekici, Melih İnan – Berşan bindirmeleriyle daha çok hücum organizasyonu düzenlediğimizi görürken, kapanan takımlara karşı alternatif pozisyonlar üretemediğimizi söyleyebilirim.
Daha önce kaleme aldığımız gibi topa çok fazla sahip olmak ya da çok pas yapmakla pozisyon bulmak arasında fark olduğunu pozisyona girebilmek ve sonuçlandırmak adına farklı üretkenliğin ancak kilidi açabileceğini söylerken, Elazığ spor’un oyunu koparma adına eksiklerinin olduğunu söyleyebilirim.
Kısaca Elazığ spor ’un golü erken bulma adına çalışma eksikliği göze çarparken golü bulduktan sonra rakibe pozisyon verme şaşkınlığı da tıpkı ilk maçın kopyası gibi kendisini bu maçta da göstermiş oldu.
Hafta sonu başlayacak olan iki maçlık deplasman serüvenimizi ligin ikinci yarısında avantaja çevirmek için haydi Gakgoş yolun açık olsun diyoruz, başarılar diliyoruz.
MEHMET DUMAN
