EMRAL CÖMERT

YERLEŞİM YERLERİNİ MERKEZİ HÜKÜMETE BAĞLI PROFESYONEL ŞEHİR PLANLAMACILAR BELİRLEMELİ

Türkiye’de konut yapımı çok hızlı. 1927 yılında 13 milyon nüfusumuz vardı. 1980 yılında İstanbul’un nüfusu 4,5 milyon, Türkiye’nin nüfusu 44 milyon idi. 2022 de 85 milyonu geçen nüfusla kocaman bir ülke olduk.

Bu ülkede yapılaşma hep sıkıntılı oldu. Özellikle şehirlere göçün artması ile gecekondu hızla yayılırken belediyelerin çoğu belde belediyesi idi. O yıllarda özellikle İstanbul’da belde belediyelerine bağlı bölgeler hazine yerlerinin işgal alanları oluyordu.  Belde belediyeleri yeni muhtarlıktan belediyeye geçmiş, alt yapısı çok eksik, yeteri sayıda mimar, mühendis denetim elemanları barındırmayan kurumlar halinde çalışıyordu. Eli değnekli müteahhitlerin borusunun öttüğü, kanun tanımaz kişilerin hazine arazilerini işgal ettiği bu arazileri tapusuz sattığı günler yaşanıyordu.
AK parti hükümeti hazine arazilerinin işgalini ve çarpık kentleşmeyi sonlandırmak için belde belediyelerini kaldırdı. Şimdi ilçe belediyeleri ve makro planları büyükşehir belediyeleri yapıyor. Ülkede makro planları, zemin etütlerini, şehrin yeni yerleşim yerlerini ülke çapında merkezi hükümete bağlı profesyonel şehir planlamacıları yapmalı. Binaları kaç katlı olacağına genel olarak şehrin yapılanmasına makro düzeyde Ankara karar vermeli. Oluşturulacak makro planları uygulaması ve bina şekilleri ve küçük değişiklikleri belediyeler belirlemeli. Hollanda’da meclis onayı olmadan konut yapımına müsaade edilmiyor.
Elazığ’da 24 Ocak 2020 de bir deprem yaşadık. Merkezi hükümet zorlamasa, halkın isteğine kalsa belediyeye baskı yapacak, evleri eski yerlerinde veya çok yakınlarına yapacaktık. O günlerde; dağ başlarına nasıl gideceğiz diyen, isyan eden çokça akrabamın, arkadaşımın serzenişine şahit oldum. Ben ilin tepelere açılması gerektiğini hatta merkezi bir yerde ülkenin tüm üzüm türlerinin tonlanacağı bağların oluşturulması ve bunun il tanıtımında kullanılması gerektiği ile ilgili yazı yazmıştım.
Elazığ bu gün konut stoku en iyi il. Elazığ bu günden sonra özellikle zemini iyi olmayan merkezi bölgelerde asla yüksek katlı bina yaptırmamalı.
Konut alanları zemin etütleri yapılarak, şehir planlamacıların belirlediği şekilde, depreme dayanıklı kamuoyu baskısına boyun eğmeden, yapılmalı. Belediyeler ne olursa olsun toplumsal baskıya boyun eğmekte hatta çok yerde baskılar sonucu imar değişikliklerine gitmekteler.
Aynı bölgede farklı bina yüksekliklerine müsaade edilmesi, halkın belediyelere güvenini azaltmakta, gücü olanların hak tanımaz oldukları kanısını güçlendirmekte, toplumun güven duygusunu bitirmektedir diyor, her işi hakkıyla yapanlara selam ve saygılar sunuyorum.

YERLEŞİM YERLERİNİ MERKEZİ HÜKÜMETE BAĞLI PROFESYONEL ŞEHİR PLANLAMACILAR BELİRLEMELİ

Giriş Yap

Yeni Nesil Medya Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin