Toplumun yalana karşı çok duyarlı olması gerekir. Asla yalan söylemeyen, başının belaya gireceğini bilse de, çok zarara uğrayacağını görse de, yalan söylemeyen bir toplum oluşturmalıyız.
Dünyanın en büyük sorunu; menfaatperest, hakkına razı olmayan, menfaat için yalan söyleyenlerin çok olması. Yalan söyleyenlerin çok olması, insanların kendini huzursuz, başarısız, yaşama sevincini yitirmiş, güvensiz hissetmesine neden olmaktadır. Çocuklarımızı; özü sözü bir, doğruyu söyleyen, mazlumların hakkını koruyan insanlar olarak yetiştirmediğimizden, mutlu ve huzurlu toplum olamıyoruz.
Bizler çocuklarımızı, yalan söylemeyin, asla haksızlık yapmayın, kimsenin hakkına tenezzül etmeyin, ne iş yapıyorsanız en iyisini yapın, rızkı veren Allah’tır tembihleri ile büyütmez, örnek bir yaşam sergilemez isek asla mutlu ve huzurlu bir toplum olamayız.
Siyasetçi, bürokrat, spor camiası, ticaret yapan insan, hemen hepsinin kendi çıkarına, ideolojik duruşuna göre konuştuğuna şahit oluyoruz. Bu tip insan sayısının artması toplumda insanlara güveni azaltıyor. Yeni yetişen gençlik te doğal olmayan, şahsi menfaat veya birilerine yaranma bilinçaltı ile konuşuyor. Menfaat gözeterek konuşan insanların sözleri yavan ve dinlenmez oluyor. Toplum doğallığını, samimiyeti ve güvenirliliği kaybediyor.
İnsan yalan söylüyor ise başkalarına da güvenmez, kimseye güvenmeyen asla huzur bulamaz. Böyle ortamdaki insanlar özgüven kaybı yaşar, başarısızlıklarında başkalarını suçlar, hatta başarısızlık ihtimaline karşı önlem olarak suçlama yapar. Böylelikle hatasını kabul etmeyen bir topluma dönüşürüz. Böyle toplumda başarıya odaklanma yerine, başarısızlığa bahane bulma hastalığı başlar. Başarısızlığa bahane bulanlar başarıyı yakalayamazlar.
Bu konuda en net örnekleri futbol kulübü yöneticilerinde görüyoruz. Fenerbahçe başkanı Ali Koç televizyonda Süper Kupa Maçı ile ilgili kokuşurken, son on yılda şampiyon olmayışı hakemlere bağlıyor. Yahu kardeşin Avrupa’da başarılı olsanız bu konuşmanın bir mantığı olur. Avrupa kupalarında ilk turlarda bizim onda birimiz dahi nüfusa sahip olmayan ülke takımlara eleniyorsunuz. Sonra hakemleri kötüleyerek bizi şampiyon yapmadılar demenize inanmamızı mı bekliyorsunuz. Şu an Ali Koçu dinlediğimden örnek verdim. Yoksa onlarca örneği hepimiz biliyoruz.
Kaliteli toplum, kaliteli birey sayısının fazla olması ile gerçekleşir. Her birimiz kendimizden başlayarak hakkı üstün tutan, dünya insanlığı için, yaratanın emri olduğu için, mazlumu koruyan, hiçbir şartta yalan söylemeyen bireyler olmalıyız diyor, her şartta doğru söyleyenlere selam ve saygılar sunuyorum.