DEPREM NEDİR, ÇOCUKLARA NASIL ANLATILIR ?
Çocuğa yapılacak olan açıklama çocuğun yaşına ve gelişimsel seviyesine uygun olmalıdır. Çocuklar bu gibi durumlarda gelişim aşamalarına göre soyut gelen deprem kavramını öğrenebilmek adına çok fazla soru sorabilirler. Birebir depreme yönelik sorulardan ziyade siz ebeveynlerinden duymak istedikleri şeyin güvende olup olmadıkları sorusunun cevabı olduğunu fark edebilirsiniz.
PEKİ BİZLER ÇOCUKLARIMIZA DEPREMİ NASIL ANLATABILİRİZ ?
Çocuğunuzun depremle ilgili yaşanılan olaylardan ne kadar etkilendiğini, neye ne derece maruz kaldığını ve deprem görüntülerinden ne kadar etkilendiğini gözlemleyin ve öğrenmeye çalışın. Ilk olarak çocuklarınızın anlattıklarını ve sorduğu sorulardan yola çıkarak hazır bir şekilde sohbet başlatabilirsiniz.Çocuğa deprem hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade edebileceği ‘‘Deprem hakkında merak ettiklerin neler ? Olanlar hakkında ne hissediyorsun ?’’ gibi sorular sorun. Sohbet sırasında sabırlı ve dikkatli şekilde dinlediğinizi hissetirin ve sohbeti çocuğun yönlendirmesine izin verin.
Duygularını sizinle paylaşmasına olanak tanıyın ve duygularını koşulsuz kabul edin. ‘Korktuğunu ve endişeli olduğunu hissedebiliyorum’ gibi cümlelerle bunu destekleyin.
Çocukların gelişim aşamaları göz önünde bulundurulduğunda soyut ifadeleri yetişkinler gibi anlamakta zorlanır ve çocuklar somut düşünebildikleri için depremin nasıl gerçekleştiğini zihinlerinde işleyemezler. Bu yüzden deprem zihinlerinde belirsiz bir kavramdır. Soyut ve belirsiz kavramlar çocukların endişelenmelerine ve kaygılanmalarına neden olur. Özellikle, Piaget’e göre 12 yaşından küçük soyut işler dönemine geçememiş olan çocuklarda görülen artifikalizm düşüncesi yani ‘doğadaki olayların başkaları tarafından yapıldığını düşünmek’ depremi anlatırken anlamı biraz zorlaştırabilir. Kullanılan ifadelere dikkat ederek basit, net ve somut ifadeler kullanmalıyız.
Hepimiz dünya üzerinde yaşıyoruz. Hayvanlar, ormanlar, bizler birçok canlı bir aradayız. Dünyamızda bir çok değişim oluyor. Depremin aslında tıpkı yağmur gibi, kar gibi, gök gürlemesi gibi, mevsimlerin oluşması gibi bir doğa olayı olduğunu bazen yeryüzü üzerinde bulunan katmanların doğal biçimde hareket ettiğini ve bu hareket sonucunda da yeryüzünün sallandığı söylenebilir.
Neden ? sorusuna ‘’ yer çok hızlı sallandığı için bazı binalar ayakta durmakta zorlanmış’’ gibi basit ve somutlaştırılmış cevaplar verilebilir. Çünkü çocuklar anladıkları şeylerden daha az korkarlar.
Açıklama yaparken en önemli noktalardan biri çocuğun güvende hissetmesini sağlamak bunun için ‘ Endişilerini anlayabiliyorum ama merak etmene gerek yok çünkü deprem her zaman gerçekleşmez. Bizim evimiz okulun çok güçlü ve dayanıklı , bizde her zaman senin yanındayız.’ gibi ifadeler kullanılarak bunu sağlayabiliriz.
ÇOCUKLARIMIZLA NASIL İLETİŞİM KURABİLİRİZ ? HANGİ YÖNTEMLERİ KULLANABILİRİZ?
– Deprem ile ilgili konular konuşulurken göz temasını kesintisiz kurarak dikkatle dinlediğimizi göstermeliyiz.
– Sorulan soruları geçiştirmeden kısa ve net şekilde cevaplamalıyız.
– Deprem olgusunu açıklarken oyun yolunu kullanabiliriz. Vygotsky’inde tanımladığı gibi oyun bilişsel mekanizmaların işlemesine en uygun ortamı sağlar ve çocuğun hayali bir çözüm yaratmasıdır. Çocuklar ile oynan oyun depremin nedenlerini ve sonuçlarını somut olarak gözlemleme olanağı sunarak tanımlamasında yardımcı olacaktır.
– ‘ Lego Şehri’ inşa edilebilir. Bahçeden toplanan farklı boyuttaki taşlar tepsi altına yerleştirilir ve tepsinin üzerine lego/bloklarla binaları temsil eden nesneler yerleştirilir. Bu taşlar yer altını oyuncaklar ise evleri temsil eder. Taşları hafifçe yaklaştırıp tepsinin hafif şekilde sallanmasını sağlayarak evlerin hareket ettiği gözlemlenebilir. Evler yapıştırılarak sallanma esnasında düşmesi engellenir ve bu durum hakkında önlem alındığında doğa olaylarından zarar görülmeyeceği eklenebilir.
• Resimli hikaye kitapları okunarak üzerinde sohbet edilebilebilir ve iyileştirici etkisinden yararlanılabilir.
• Drama yöntemi kullanılarak canlandırmalar yapılabilir ve duygu aktarımı için çok etkili bir yöntem olarak kullanılır.
• Fen etkinlikeriyle bilimsel deneyler yaparak gözlem yoluyla daha iyi kavranması sağlanabilir.
• Deprem durumlarında alınacak önemler için hayat üçgeni tekniğiyle ilgili bilgiler verilerek ‘çök- kapan- tutun’ tekniğini pratik uygulayarak öğrenmesini destekleyebiliriz. Bu çocuklara kontrol hissi verecek ve kendini iyi hissetmesini bir nebzede olsa sağlayacaktır.
• Birçok çocuk ve yetişkin için bir felaket karşısında somut bir harekete geçmek kaygıyı azaltır. Böyle bir afetten sonra çocuklara deprem yaşamış kişilere yardım edebilme fırsatı verilebilirse kendilerini daha fazla kontrole sahip ve güvende hissederler. Bu kaygıyı azalttığı gibi aynı zamanda çocuklarda empati ve dayanışma kavramlarının gelişmesine de yardımcı olabilir.
• Deprem için birlikte çanta hazırlayabiliriz tıpkı yağmur yağdığında şemşiye almak , buzda arabamızın kaymaması için lastiğe zincir taktığımız önlemler gibi.’ Kontrol hissi desteklenebilir.
SÖZEL İLETİŞİM KURMAYAN ÇOCUKLAR İÇİN NE YAPABİLİRİZ ?
• Çocukların ifade şekli her zaman sözel olmayabilir çünkü bazen çocuklarla konuşmak istediğimizde konuşmayı rededebilirler. Bazı çocuklar duygularını sözel olarak ifade etmekte zorlanırlar. Bu gibi durumlarda çocukları zorlamamalıyız ve konuşmaları için baskı uygulamamalıyız. Bu durumlarda öncelikle bir oyun kurarak çocuğun yaklaşması sağlanmalı ve çocuğa iyi hissettirecek ortamlar sunmalıyız.
• Boya kalemleri ve kağıtlarla boyama ve çizim yapmaya teşvik ederek çizimleri hakkında sohbet etmeliyiz ve anlatılan durumlara müdahale etmemeliyiz.
• Hikayeler okuyarak üzerine sohbet edebiliriz. Drama yöntemi kullanılabilir.
• Bu dönemde çocuklarda gelişimsel dönemlerine ait hareketlere dönebilirler.(parmak emme, alt ıslatma…)bunlar normal süreçlerdir. Üzerinden 1 ay ve daha uzun sürmesi durumunda bir uzmandan yardım alabilirsiniz.
Neleri yapmaktan kaçınmalıyız ?
• Soruları geçiştirmeyiniz.
• Ekstrem sözcükler(dehşetli, felaket vb..) kullanmamaya dikkat edelim.
• Duygularını ifade ettiklerinde ‘ korkma, ağlama, bağırma..’’ gibi ifadelerden kaçınarak duygularını göz ardı etmeyin ve duygularını bastırmasına neden olmayınız.
• Sözel ifadelerinizde ‘ah , vah , tüh ‘ gibi yoğun acı duygu yüklü kelimeleri kullanmayınız.
• Sosyal medya görüntülerinden uzak tutunuz.
• Çocukları sürekli olumsuz bilgiye maruz bırakmayınız.
• Çocuklarınızı ilgisiz bırakmayınız.
• Rutin yaşam stilini aksatmayınız.