Oyun, çocuğun/yetişkinin kendi deneyimleriyle öğrenmesini sağlayan, kimi zaman eğlenerek kimi zaman da öğrenerek oynadıkları, kuralları belirli olan veya kuralsız bir şekilde oynanan etkinliklerden oluşan davranışlardır. Çocuğun/yetişkinin mutluluk, coşku, heyecan, merak vb. duyguları yaşamasına yardımcı olur. Oyunda paylaşmak, yardımlaşmak, cesaretlenmek, üzülmek gibi duygu ve değerler fark edilir. Oyun tek başına oynanabileceği gibi birkaç çocukla veya yetişkinle de oynanabilir. Yine oyun esnasında çocuk/yetişkin kendi oluşturduğu oyunun kurallarını da kendisi belirleyebilir veya yaşı gereği kurallı oyunları kurallarına uygun oynamayıp birkaç değişiklik de yapabilir.
Oyun çeşitleri oldukça fazladır: Aksiyon oyunları, macera oyunları, bulmaca oyunları, rol yapma oyunları, sokak oyunları, kutu oyunları…
Oyun terapisi ise çocuklarda görülen ruhsal problemlerin, davranış sorunlarının bu alanda eğitim alan uzman kişilerce oyun ve oyuncaklar yardımıyla tedavi edilmesi, iyileştirilmesi amacıyla uygulanan süreci içeren bir uygulamadır. Terapist, bireydeki davranış bozukluklarını ve psikolojik rahatsızlıkları ortadan kaldırmayı veya azaltmayı amaçlar. Oyun terapisi ders çalışma ve okuma problemi olan, çekingen, özgüveni düşük çocuklara, sürekli mutsuz olan çocuklara, uygunsuz davranışlar sergileyen çocuklara ve çeşitli problemleri olan çocuklara uygulanır.
Oyun ile oyun terapisi aynı şey değildir. Çünkü oyun çocuğun doğal ortamında gerçekleştirdiği eylemleri içerir. Oyun terapisinde ise belirli bir alanda çeşitli oyuncaklarla gerçekleşen bir uzman eşliğinde “oyun” vardır. Çocuk/yetişkin oyun oynarken de bir şeyler öğrenebilir, eğlenebilir. Ama oyun terapisi çocuğun kendini kabul edilmiş ve anlaşılmış hissetmesine yardımcı olarak oyunun iyileştirme özelliğini ortaya çıkarmaya yardımcı olur. Yine oyun her yaşta insanın oynayabileceği bir şey iken oyun terapisi yalnızca belli bir yaş aralığında uygulanır. Bazı ebeveynlerimiz “e oyun terapisinde ne var, biz de çocuğumuzla oyun oynuyoruz hatta o kendi kendine de oynuyor, kimseye de ihtiyacı yok, birkaç oyuncak ona yeter, istediği saatte de oynasın, “vb. şeyler söylebilirler. Ama şunu bilmek gerekmektedir: Oyun terapisi çocuğu birçok alanda iyileştirmeye, sorunlarını gidermeye/azaltmaya yardımcı olan bir uygulamadır ve bilinen oyun anlayışından farklıdır. Uzman kişilerce uygulanan birçok çeşidi olan bir uygulamadır. Aileler oyun ile oyun terapisinin farklı şeyler olduğunu bilerek, bilmiyorlarsa uzman kişilere danışarak, oyun terapisine ihtiyacı olan çocuğunu “oynadığı oyundan” terapistle oynanan “oyuna” yönlendirmelidir. Bu sayede oyun oynama eylemi bir sağaltıma doğru ilerlemiş olacaktır.
Yapılan araştırmalar, Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği, Özel Öğrenme Güçlüğü, Zihinsel Yetersizlik, Otizm gibi organik veya biyolojik kaynaklı bir tanıya sahip olan çocuklarda oyun terapisinin bu sorunları ortadan kaldıran bir etkisinin olmadığı açıkça belirtilmektedir. Ancak; var olan ilişki sorunları, akademik yetersizlik vb. durumlar çocukta düşük özgüven, kaygı, zayıf benlik algısı gibi sorunlar ortaya çıkarıyorsa Çocuk Merkezli Oyun Terapisi bu çocukların duyguları ve benlik kavramları üzerinde olumlu etkiye sahip olabilir. Ayrıca filial Terapi ebeveyn-çocuk ilişkilerini düzenlemede etkili olabilmektedir. Filial Terapi çocuğun yaşadığı güçlüklere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarla başa çıkmasına yönelik ebeveyni güçlendirmekte ve ebeveynin bu durumlara bağlı stresle başa çıkmasını da kolaylaştırmaktadır. Travmatik yaşantı geçirmiş olan çocuklar ve ağır ihmale maruz kalan çocuklar gibi gruplarda zihinsel yetersizlik, Hiperaktivite-Dikkat Eksikliği gibi durumların belirtileri görülebilmektedir. Oyun terapisi travma ve ihmalin oluşturduğu etkileri azaltmaya veya gidermeye yardımcı olabilmektedir. Ancak tıbbi tanı kriterlerini gösteren çocuklara, gerekli testler ve incelemeler yapıldıktan sonra çocuk psikiyatristinin de görüşü alınarak oyun terapisi yapılmalı ve gelişmeler aile, ilgili kişiler ve uzman tarafından takip edilmelidir.